"Bir kişiyi sevmek o kadar da iyi bir şey değil..."✓

Hayat zıtlıklarla kaimdir.

Bu hayatı yaşamak istiyorsan zıtlıklara sahip olan herşeye tutunmalısın ama bu hayatı.

Hayatını idame ettiren düzene koyan bir terazi yükü ısmarlayan, hayatta var olan zıtlıklardır.

Mesela gündüz. Gündüzü hepimiz seviyoruz bunun zıttı gecedir. Gündüzün bize hoş görünmesi gecenin varlığındandır.

Yaz. Yazı sevmemiz kışın çetinliğinden. Yani zıtlıklara sahip olan herşey hayatta lezzet verir, tat verir(!). Onun tadına varmayı gerektirir.

Ama gerçek bumu.

Hakikaten zıtlıklar mı hayatı güzelleştiren. Huzura kavuşturan. Mutluluk bahşeden.

Bence değil.

Evet sadece bence.

Bence değil. Bencede zıtlığa sahip.

Nedir o. Sence.

O zaman benceye de takılmamamız gerek. Ne bence ne sence, zıtlığı olmayan hakikat bakmak gerek.

Ama ben yinede gerçek hakikate bence ile gidilemeyeceğini bile bile de olsa bence tarafından konuşayım.

Bence zıtlıkların olduğu yerde evet hayatımız anlamlı(!) geçecektir fakat gerçek anlama kavuşamayacaktır.

Sadece bu dünyanın anlamına kavuşacaktır.

Ama biz bu anlamdan ibaret değiliz ki. Bizim birde dünyaertesi bir hayat için anlamımız var ve işin aksiliği orada hiç zıtlık yok.

Zıt kavramları eriten yok eden sadece bir yönü olan şeyler var.

O zaman hayat zıtlıklarla kaim iddiasını sürdüreceksek ve anlamlı(!) birşeyler bulma yolculuğuna çıkacaksak o bu dünya hayatı içerisinde mümkündür.

Bizim dünyaertesi hayat içerisinde zıtlıklar mümkün olmadığından dolayı ya anlamsız bir hayatımız olacaktır yada anlamlı hayat zıtlıklarda mümkün değildir dünyaertesi hayat için.

Bu hayatta ölüm var yaşam var ve yaşamı anlamlı kılan ölüm.

Bu dünyada sevinç var üzüntü var sevinci anlamlı kılan üzüntü.

Ama orada hiç bir zıtlık yok eee anlama kavuşturan ne yada bir anlamsızlık var o zaman.

Neyse bu sorular burada kalsın belki sonra açılır.

"Sevmek iyi birşey değil", dedik.

Çünkü sevmek diye birşey varsa sevmemek diyede birşey var. Evet sevmeyi anlamlı kılan sevmemek ama sevmek olduğu kadar bir insan sevmemeyede bilir ve sevmenin de sevmemenin de acısını duyabilir.

O zaman kimseyi sevmeyin...

:

:

:

Biz diyoruz ki eğer dünyaertesi hayatta zıtlıklar yoksa ve orası daha anlamlıysa burada da zıtlıklara sahip olmayan şeylere tutunursak daha anlamlı hayatımız olabilir ve daha sonsuz yaşamımız olabilir.

Yani ölümsüzlüğün pelerinlerini sırtımıza geçirebiliriz.

Evet sonsuzluğun/ölümsüzlüğün sırrını bulduk mu ne.

Zıtlıklara sahip olmayan şeylere sımsıkı sarılmak.

Evet düşünüyorum ki sonsuzluk için yaratılmış bir ademoğlu.

...ve sonsuz bir yaşam için oradan buraya birkaç nimetler serpilmiş.

Onlara sahip olduğumuz zaman sonsuzluğun/ölümsüzlüğün sırrına erdik demektir ve mübarek olsun sen ölümsüz oldun.

Evet lafı uzatmadan size ölümsüzlüğün sırrını vereyim ne kadar bu sırra vakıf değilsem de ne kadar tam anlaşılabilir birşey olmasada içini doldurmak size kalsın..

İşte o ölümsüzlüğün sırrı AŞK...

Zıtlığa sahip değil, ve tüm zıtlıkları meydan okuyan bir kelime.

Zıtlıkları bir kara delik gibi içine çeken ve kendi içinde eriten bir kelime.

Gece ile gündüzün bir olduğu, güzel ile çirkinin yok olduğu, günah ile sevabı bitiren, var ile yok kavramının içini boşalttığı dua ile bedduanın karıştığı bir kelime.

Evet kafayı çok taktık biz buna demekki hala bizde de AŞK yok.

Siz de varsa bildirin lütfen efendim. Yalnız bildirecek birşeyiniz varsa bildirmeyeceğiniz birşeyde var demektir o zaman sizde de AŞK yok efendim.

Vesselam...